Türk Ceza Kanunu’nda Kast (TCK Madde 21), ceza hukukunda suçluluğun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biridir. Bir kişinin, işlediği bir suçta ne derecede bir niyetle hareket ettiğini belirleyen bu kavram, suçun türünü ve verilecek cezayı doğrudan etkiler. Kast, ceza hukuku açısından faillerin sorumluluklarını değerlendirmek için kritik bir rol oynar. Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’ndaki kast kavramı, hukuki boyutu, türleri ve yargı örnekleri üzerinden detaylı olarak incelenecektir.
Kast Nedir? Türk Ceza Kanunu’nda Kastın Tanımı
Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kast, kişi ile işlediği suçun maddî unsurları arasındaki psikolojik bağı ifade etmektedir. Suçun kanuni tanımındaki maddî unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi, kastın varlığı için zorunludur.
Suç tanımında yer almakla birlikte, fiilin ifade ettiği haksızlık üzerinde etkili olmayan koşulların gerçekleştiğinin bilinip bilinmemesi, kastın varlığı açısından önem taşımamaktadır. Örneğin objektif cezalandırılabilme koşulunun arandığı suçlarda bu koşulun veya şahsî cezasızlık sebebinin fail tarafından bilinmesi gerekmez.
Kast Türleri : Olası Kast
Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.
Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.
Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.
Suçun olası kastla işlenmesi durumunda temel cezada indirim yapılması öngörülmüştür.
Kasten işlenebilen suçlar, ilke olarak hem doğrudan hem de olası kastla işlenebilir. Ancak, kanundaki tanımında “bilerek” ifadesine yer verilmiş olan suçlar sadece doğrudan kastla işlenebilir. Örneğin iftira suçunda, failin suçsuz olduğunu “bilerek” kişiye suç isnat etmesi gerektiğinden, bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir.
Kastın Önemi: Adaletin Sağlanması
Kast kavramı, Türk Ceza Kanunu’nda adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Çünkü, kastın varlığı ya da yokluğu, failin cezalandırılmasında adil bir sonuca ulaşmayı mümkün kılar. Failin amacının ve iradesinin doğru bir şekilde tespit edilmesi, suçun ne derecede ciddiyet arz ettiğini belirler. Bu nedenle, kast, ceza hukukunda insan hakları ve adil yargılama ilkelerine uygun kararlar verilmesini sağlar.
Sonuç: Kastın Ceza Hukukundaki Rolü
Türk Ceza Kanunu’ndaki kast kavramı, ceza hukukunda suçluluğun belirlenmesinde en temel unsurlardan biridir. Suçun niyetiyle ve amacıyla bağlantılı olan kast, failin sorumluluğunu belirlerken cezaların adil bir şekilde belirlenmesini sağlar. Kast, sadece cezayı etkileyen bir faktör değil, aynı zamanda suçun niteliğini belirleyen en önemli unsurdur. Ceza hukukunun amacına ulaşabilmesi için kastın doğru bir şekilde tespit edilmesi, adaletin sağlanabilmesi adına büyük bir öneme sahiptir.